28 Mart 2010 Pazar

MUTLAK SEVECEKSİN

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Hüseyin Nihal ATSIZ

25 Mart 2010 Perşembe

A...

Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
Sonra yüreğimi bir kara sevda tutar
Ama sen duymazsın duyduğumu A...

Ne bir türkü söylersin gizlice ağlayarak
Ne bir akşam içinde bir yara göz göz açar.
Ne efkar basar seni akşamları ansızın
Ne uykuların kaçar.

Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü
Yıllar yılı yüreğimde büyüyen sırsın
Bir sigara dumanına uzanır gibi usulca
Dokunsam saçlarına, kırılırsın.

Kaçtım şehir şehir çok uzaklara
Boşuna gurbet acısı tattım.
Oyalandım durdum seni unutmak için
Kendimi boşuna aldattım.

Anladım faydası yok uzak kalmanın artık
Seni kader çizgisiyle alnıma yazan haktır.
Unutmak ne mümkün gözlerinin rengini,
Seni çılgın gibi sevmek yaşamaktır.

Bir serin rüzgarsın yüzüme vuran
Yüreğimi yakan bir avuç korsun.
Gökler biliyor sevdamı, taş duvarlar biliyor
Sen bilmiyorsun.

Yavuz Bülent Bakiler
Her Neyse

Türkiye'de İstanbul ne ise,
istanbul'da gece ne ise
gecede yürümek ne ise
yürürken düşünmek ne ise
seni unutmamacasına düşünmek ne ise
unutmamanın anlamı ne ise
seni sevmek ne ise
saklayayım yok söyleyeyim derken
birden aşka düşmek ne ise
herneyse...

Özdemir Asaf

24 Mart 2010 Çarşamba

Dost

Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
Dokunarak uçalım.

insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.

Cahit Külebi
Veda

Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru bir yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!

Necip Fazıl Kısakürek 1923
...........

Yar gerek,
Sultanın köhne kalbine...

KuDReT
ADAM

Nezaman adam gibi adam oluyor insan?
Çok gezdiğinde mi?
Çok gördüğünde mi?
Çok bildiğinde mi?
Çok ünlü, çok zengin olduğunda mı?

çok sevildiğinde mi ..

Yoksa bunların hepsi bir kenara,

adam gibi sevdiğinde mi?

Rutkay Aziz

23 Mart 2010 Salı

Hep Kahır

Dur, bırak! Kaynasın kahvenin suyu
Bana İstanbul'u anlat nasıldı
Bana boğazı anlat nasıldı
Haziran titreyişleri kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış kurunur muydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak güneşte......
İnsanlar gülüyordu de
Trende vapurda otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
Hep kahır ,hep kahır, hep kahır ,hep kahır
Bıktım be!
Dur,bırak, kalsın açma televizyonu
Bana İstanbul'u anlat nasıldı
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler Sarayburnu Minareler ve Halice
Deyiverdim mi bir merhaba gizlice
Dur. Bırak. Kımıldama kal biraz öylece ne olur
Kokun İstanbul gibidir
Gözlerin İstanbul gecesi
Şimdi gel sarıl sarıl bana kınalım
Gök kubbenin altında orda da beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi.

Cem Karaca

22 Mart 2010 Pazartesi

Sen İstanbul Olsaydın

Sen İstanbul Olsaydın
Ben, sende konacak bir dal bulamayan martı gibi
Çığlık çığlığa atardım kendimi denizlere!
Sen İstanbul olsaydın…

Sen İstanbul olsaydın, aşka doğru…
Bürünüp sevda rengine,
Dursaydın gurubun önünde akşam vakitlerinde.
Ve ben…
Bense bir güneş gibi yakmaya gelirken seni;
Saplansaydım kirpiklerine, tam kalbimden…
Düşseydim ufkuna, kan-revan içinde! ..

Sen İstanbul olsaydın,
Ve sorsaydın halimi kanatsız güvercinlere!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın! ..

Sen İstanbul olsaydın;
Saçların, Ekim ayının ondokuzunda çınar yaprakları tonunda…
Ve gözlerin Marmara Denizi renginde olurdu, değil mi?
Ve sen İstanbul olsaydın;
Bir pembe ibrişim gibi akardın gönlüme doğru.
Değil mi? ..

Sen İstanbul olsaydın;
Henüz gözden deryalar, güllerden kan damlamadan! ..
Ve bilip dağlardan kalyonlar geçireceğimi;
Önüme surlar dikmeden ve yoluma zincirler çekmeden…
O ilk… Altından güllem, düştüğünde tam kalbinin üstüne

Açardın bana kapılarını, değil mi;
Sen İstanbul olsaydın? ..

Sen İstanbul olsaydın;
Bir beyaz güvercinin,
Şahbazdan korkuşu gibi ürkerdin benden…

Sen, İstanbul olsaydın…
Ama sorsaydın halimi de, kanatsız güvercinlerden!

Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindanım olsaydın! ..

Muammer Erkul
................

çalıkuşu çalıya küser;
kendi bindiği çalıyı keser...!

KuDReT

21 Mart 2010 Pazar

Bir Ki Deneme

zar tutuyorsun ey hayat bu kaçıncı sevgili
yanlış ata oynamışım gözlerim öyle dedi.

pır pır diye ses çıkardı yürürken yüreğimden
denizleri sulardım tozmasın diye deniz
sporu çok severdim çiçeğe yem vermeyi
kuşlara binerdim ve kaçardım basından
bak buraya yazıyorum diye milyar kelimeyi
ziyan eden de bendim hem de hiç sıkılmadan.

güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık Tanrım leyla çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.

İbrahim Tenekeci

20 Mart 2010 Cumartesi

Yarım Treni
Yedi buçuk treni benimdir;
Hiç kaçırmışlığım yoktur da o yüzden.
Çayımı içerim,simidimi yerim,
Gemilere yüklenen vagonları izlerim.
Boştur yine,her zaman oturduğum yerim.
İmkansız burda olman ama
yine de gözlerini gözlerim.

Dedim ya hiç kaçırmışlığım yoktur
Yedi buçuk trenini...
Çünkü hep kaçırmışımdır
Yedi çeyrektekini...

Gazanfer Mirza Yiğit

19 Mart 2010 Cuma

Bach Sonatı

ne ben sorayım seni
ne sen beni sor
soyunmuş seslerimiz tenden
boşlukta bir aşk örüyor

ses olmuş duygular
yaklaşır dalga dalga zamansız
kavuşsa da seslerimiz birbirine
biz kavuşamayız

ne kollarımız var saracak
ne öpecek dudaklar
ne görülecek yüzümüz var
ne görecek göz

bir aşk örüyoruz boşlukta
çizgiden soyut
zerreden öz

Bülent Ecevit

18 Mart 2010 Perşembe

İçkiye Benzer Bir Şey Var Bu Havalarda

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü...
Hele bir hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde.
Dertli ediyor insanı, dertli.

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda,
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.


Orhan Veli Kanık


17 Mart 2010 Çarşamba

Sevdan Beni

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...

Ahmed Arif

16 Mart 2010 Salı

............

varlığım baştan gitsin, tek yüzünü döndür
söyle yele, dertlilerin harmanını süpürsün

tufanlara kaptırdık gözümüzü, gönlümüzü
gam seline söyle, evi temelinden götürsün

bakışımız dicle'nin yıksın bütün ününü
soluğumuz zerdüşt'ün ateşini söndürsün!

"seni kirpiklerimle öldürürüm" diyen yâr
aman, sakın caymasın, öldürürse öldürsün!

hafız'a son gününde vuslat muştusu versen
belki ölürken bile onu mutlu görürsün

Hafız Şirazi'den
?

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için...

William Shakespeare
Nietzsche

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki ' söz ver kendine '
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundandı
Anladım...

Nietzsche

14 Mart 2010 Pazar

Balığım Boğuldu

Olacak iş değil!
Hiç aşık olur mu  balık
su kaplumbağasına ?
Değil, hem de hiç değil...
Kaplumbağa da bildi ama
etmek istemedi kabalık...

Birgün çıkmak istedi sudan
kaplumbağa,
balığın arkasından geleceğini
ummadan...
Balık boğuldu
hava değince kulacına...
sebep ne havadan ne sudan
balık aşktan öldü aşktan...

KuDReT
GERÇEKTEN SEVMEK

O durmadan kaçıyor;
sen ardından gitmiyorsan;

o günün her saatinde saklanıyor,
sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

boşuna aldatma kendini,
onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
dudağındaki sigarada ,
okuduğun kitapta,
mırıldandığın şarkıda,
söylediğin şiirde,
gördüğün rüyada
ve yaşaman için
ciğerlerine doldurduğun havada
o yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,
mavi maviliğinin farkında değilse,
beyaz yalnız o giydiği zaman
güzelliğini haykırmıyorsa,
sabahları onu görünceye kadar
güneş doğmuyorsa
ve onsuz gökyüzü geceleri
aya, yıldızlara
hasret değilse
onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
ondan birşeyler aramıyorsan,
güzel bir manzara,
hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
uykudan uyandığın zaman
yaşamakta olduğundan önce
onu hatırlamıyorsan,
omuzlarına dökülmüş saçları,
bir sis perdesinin ardında
her zaman gülen,
ışık saçan gözleri
aklına gelmiyorsa,
durup durup avuçlarının
sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşıyan öteki insanların
senin için hala bir değeri varsa,
ona karşı tutumunu
toplumun köhne ve manasız
kurallarına göre ayarlıyorsan
ve açık açık
sanki var olduğunu haykırırcasına
sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için
herşeyden değerliyse,
gözünü yumduğun anda
onu görebiliyorsan,
o bütün şarkılarda,
bütün şiirlerde,
bütün resimlerde ise,
ona muhtaç olduğunu
söylemekten utanmıyorsan,
senin içten ve büyük sevgine
karşılık vermiyeceğinden
korkmuyorsan,
bütün bencil duygularından
sıyrılabilmişsen
onun için herşeyi,
ama herşeyi yapacak gücü
kendinde buluyorsan,
her hali sana
ayrı ayrı güzel geliyorsa,
karşısında kendini
bir çocuk gibi hissediyorsan,
istediği anda onun için
ölebileceksen,
onun için yaşıyorsan
ve yine onun için
bildiğin bilmediğin
bütün düşmanlıklara
karşı koyabileceksen,
o her geçen dakika
sende biraz daha büyüyorsa
ve kendi kendine bile
çok sevdiğini bütün
samimiyetinle,
inanmışlığınla
itiraf edebiliyorsan,
bir gün o seni hiç,
ama hiç sevmediğini söylese bile,
senin sevginde azalma olmayacaksa
ve ölünceye kadar onu aşkların
en ölümsüzü ile sevebileceksen;
işte o zaman
onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O, hiç sen olmasan bile,
seni bir parça sevmese bile...

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Avar'ın dedikleri...

"...bu kadar susan insandan korkarım ben,
bu kadar susan insandan korkarım,
bu kadar susan insandan korkmalı derim..."

"Ben demiştim. ben demiştim ama neye yarar! bu da ölüm pahasına öğrenilen şeylerden biriymiş demek..."

"Hiç bir söz ona ait değildi.Bugüne kadar hep başkalarından duyduğu sözleri söylemişti.İlk defa kendi cümlesini söylüyordu.Sevdanın insanı güçsüz bıraktığı, zaten sevdanın  güçsüzlük olduğu kendi ağzından çıkmıştı..."

"Her gün birkaç mevsimi yaşar insan..."

11 Mart 2010 Perşembe

Istemem Eksik Olsun


“ - Ne yapmak gerek peki?
Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
Onu mu bellemeliyim?
Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
İstemem!
Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
Taklalar mı atmalıyım?
İstemem! Eksik olsun!
Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
Eksik olsun!
Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
Eleştiriden mi çekinmeli?
“Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
İstemem!
İstemem! Eksik olsun!
Korkmak, tükenmek, bitmek...
Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
İstemem! Eksik olsun!
İstemem! Eksik olsun!
Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
Tek başına...
Özgür olmak...
Dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
İsteyince Ay’a bile gidebilmek.
Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

- Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini.
- Sus... ”

Cyrano De Bergerac'tan... Unutulmaz "İstemem eksik olsun" tiradı.
Edmond Rostand
GİTTİ GİDECEK

Sevmek ,
Güzel meslek
Ama zor
Can dayanıyor
Dayanmasına
Ama yürek
Gitti gidecek

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Mırıldanmalar

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar.

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını.

içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven.

bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terketti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçllarında
billur bir kuş gibi.

içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu...

İbrahim Tenekeci

10 Mart 2010 Çarşamba

Yazının Sancıması

Yazmayayım diyorum,
Kelimeler yazılmak istiyor bir yerlere.
En son beynime kazınıyorlar ve apansız
Sancılar başlıyor en ücra hücrelerde.
Yazmayayım diyorum...
Umarsız yazıyorum...

KuDReT

4 Mart 2010 Perşembe

Ben Seni Sevdim Mi?

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan; gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim, en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?

Ümit Yaşar Oğuzcan
DENİZE KARŞI

Adam oturmuş denize karşı
Elinde oltası yıldız tutar
Çeker çıkarır bir geceden
Çeker çıkarır tadına bakar
Ardında ışık içinde çarşı

Bir kız geçer arkadaki yoldan
Bir eda bir çalım akça pakça
ağzı yüzü bir delice türkü
Vurur kokusu uzaklaştıkça
Öyle bir dişi ki beter gerçekten

Dalmış gitmiş işine beriki
Vız gelir çarsı türkü vız gelir
Çocuksu bir bakış gözlerinde
Bir başına rıhtımda oturur
Ne geçer içinden bilinmez ki.

Sabahattin Kudret AKSAL
Hatıra

Geçsin günler, haftalar,
Aylar, mevsimler, yıllar...
Zaman, sanki bir rüzgar
Ve bir su gibi aksın...
Sen gözlerimde bir renk,
Kulaklarımda bir ses
Ve içimde bir nefes
Olarak kalacaksın…


Enis Behiç Koryürek
Bilemiyorum

Bilemiyorum yillardir neredeyim?
Hergün yedigim ekmek, susayip içtigim su,
Kolundan tutup gitmek istedigim kadin,
Yaşamak kaygisi, gök hasreti, ölüm korkusu,
Ve Rabbim senin adin!
Yillar var ki içindeyim hayatin.
Aniyorum gençligimi, özlüyorum çocuklugumu,
Fakat bilemiyorum yarini.

Bilemiyorum Rabbim, maksadini, kararini.
Hepimiz işte dünyadayiz,
Yataktaki hastamiz, topraktaki ölümüz;
Neyiz, ne olacagiz?
Birşey bilmiyorum... Nefes almaktayim yalniz.
Rabbim! beni yaratmişsin,
Insan şeklinde görünüyorum,
Terlerim yazin, üşürüm kişin,
Düşünüyorum, düşünüyorum...

Ziya Osman SABA 1940

1 Mart 2010 Pazartesi

Adın Senin

Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin

Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin

Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında
Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum
Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde
Senin toprağın için çırpınıp ağlıyorum

Memnu bir zerrin kadar edalı ve soylusun
Gamzelerinde nazlı kıvılcımlar gizlenir
Bağbozumunda bile yediveren boylusun
Gün olur ki, kalbinde gözlerin filizlenir

Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde
Rüzgarın her busesi içimde kurşun olur
Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde
Dağda çiğdem solarken çölde ceylan vurulur

Ben bu yol ayrımında sensiz olsam ne çıkar
Kahra göçen kuşların kanatlarında kaldın
Ölümün gözyaşları bir gün hicranı yıkar
Tarihe bir sır gibi düşer senin de adın

Nurullah Genç
Sevda Üstüne

Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lamba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe
Yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgar bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
Gel çıkalım sevgilim gel
Gel kurtulalım birler hanesinden
Çekelim gidelim bir uçtan uca
Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
Sevelim sevelim sevelim
Sevebileceğimiz kadar

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Karadut

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Parıltı

Ateş gibi bir nehr akıyordu
Ruhumla o ruhun arasından,
Bahsetti derinden ona halim
Aşkın bu unulmaz yarasından.

Vurdukça bu nehrin ona aksi
Kaçtım o bakıştan,o dudaktan
Baktım ona sessizce uzaktan
Vurdukça bu aşkın ona aksi...

Ahmet Haşim
HATIRLAMA

Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak,
Rüyalarım kadar sade, güzeldin,
Başbaşa uzandık günlerce ıslak
Çimenlerine yaz bahçelerinin.
Ömrün gecesinde sükun, aydınlık
Boşanan bir seldi avuçlarından,
Bir masal meyvası gibi paylaştık
Mehtabı kırılmış dal uçlarından.

Ahmet Hamdi Tanpınar
Büyük Olsun

Ben büyük şarkıları severim; büyük olsun.
Deniz gibi, gökyüzü gibi herşey ve mahzun.
Seviyorsam seni aşk ölümsüzdür gönlümce,
Aşıksam kadınım değil tanrıçasın, ece.
Denizler yolculuğa çağırır durur da beni
Gitmem düşünerek geri döneceğim günü.
Ben büyük rüzgarları severim; büyük olsun
Aşkım da, özlemim de hepsi, herşey ve mahzun.
İnsan bir yanınca Kerem misali yanmalı.
Uykudan bile mahşer gününde uyanmalı.

Ahmet Muhip Dranas