19 Mayıs 2013 Pazar

FIÇICI'YLA AKLIMIZA GELMEYENLER

Ulan fıçıcı rüstem
hiç aklına gelir miydi
bir sokağa isminin verileceği

gelmezdi elbet

benim de aklıma gelmezdi
hararetli bir mayıs akşamı
intihar yanlızlığı çekeceğim.

9 Mart 2013 Cumartesi

KUŞKONMAZ CAMİİ

kuşkonmaz camii bir deniz feneri gibi duruyordu
kompartmana asılan bir çocuk gibi duruyordu
dalgalar gitgide kuduruyordu
bir kız elinde nikon fotoğraf çekiyordu , kız aldırmıyordu
dalgalar kızı dövüyordu.

hava yağdı yağacaktı
gökyüzüne is lekeli bir tül çekilmişti
rüzgar yoktu yerler ıslaktı
balıkçıda bir çift göz
gözler ıslaktı.

dalgalar kıyıyı iyiden iyiye hırpalıyordu
rüzgar yoktu bunu kendi  yapıyordu.
Senin kaşının kenarında üç nokta vardı
onlar için dünyayı versem yeriydi
balıkçının oltasında sağdığım kadarıyla üç tane balık vardı
yüreğinde sayamadığım kadar umut.

kuşkonmaz camiinde bir adama rastladım
bana bir şeyler söyledi anlamadım
bana Allah'tan bahsediyordu anlamadım
bana güzel şeyler söylüyor olmalıydı anlamadım
rabbim beni affetsindi
sen aklımdayken hiçbirşey ilgimi çekmiyordu


kuşkonmaz camiine girmeliydim
girmeden önce yüzüme suyu çalmalıydım
denizi ardıma almalıydım
şadırvanda bir müddet oturmalıydım
ayaklarımı soğuk mermere koymalıydım
bir dersiam gibi düşüncelere dalmalıydım.

kuşkonmaz camiine giremedim 
çünkü bir kız vardı
kızın boynunda nikon vardı gönlünde bilmem kim
çeşmeden su tuzlu akıyordu
suyu yüzüme çalsam bir tütsü gibi buhar çıkacaktı
gökyüzünde şimşekler çakacaktı
suyu yüzüme çalmadım.
kız da benden bir suret çalmıyordu
oysa makina kızın boynundaydı.

kuşkonmaz camiine girmeliydim
ama giremedim.

oysa daha önce girmiştim
çıkınca tüy gibi olmuştum
yalnızca müminlerin duyduğu hafiflikti
bu hafifliği daha önce de duymuştum
o zamanlar hep erken uyumuştum.

kuşkonmaz camiinde bir kuş olsam.
çırpınsam,çırpınsam,çırpınsam.
kuşkonmaz camiinde ölsem.

25 Kasım 2012 Pazar

KAĞITTAN TURNA

eğer Allah'ı ve ölümü anlatabilseydim bir çocuğa
senden kağıttan bir turna isterdim
bu ikimiz için de afilli olurdu
bir turnayı özlediğimi bir nehre anlatabilirdim.

vaktimiz ki trafiğe endeksli
senle 130'a binmek bir turnaya gökyüzünde yer açmaktır
iki boş koltuğa bakıyor seninle yakınlaşmamız
oysa ölmek bir turnaya sırnaşmaktır

sen turnadan da zarifsin
gözlerin karmaşık saçların kararsız
iki turnanın bir araya gelmesi yetecek
ikiye bölünebilecek bir kalp kalansız

gecelerin bir derdi olmalı
bu geceler aralıksız seni hatırlatıyor
şemsiye gerektirmeyen bir gecede seni hatırlamak
turna bahsini tekrar açmayı gerektiriyor

kadıköye beş kala dua etsek birlikte
koşulsuz salıverilecek gökyüzüne turnalar
gözüm yok benim et ve kemikte
gözümde kadıköye beş kala bulduğum manalar.

29 Eylül 2012 Cumartesi

MEZAR ÜSTÜ
                                                                                  mustafa yıldırım kardeşime

rabbim mustafa öldü
rabbim mustafa demekki ölmeliydi yoksa
sen böyle olmasına izin vermezdin.

rabbim ben mustafa ölünce çok ağladım
çünkü onu seviyordum
heralde o da beni seviyordu
ben ölseydim o da ağlardı.
rabbim ben ömeri de seviyordum
ama o ölünce ağlamadım

çünkü çocuktum
bir şey anlamadım.
rabbim senden birşey istesem
ben her ölümde çocuk kesilsem.

rabbim mustafa herkese gülümserdi
gülmek bir iyilik olmalı senin katında
iyiki de iyilikleri yaratmışsın
yoksa mustafa nasıl iyi biri olabilirdi?

12 Ağustos 2012 Pazar

İKİ TANIDIK

bizi gülüşlerimiz ayırdı ilkin
varoldukça yüreklerimize bir gök daha sunan.
bazımız arka sırada otururduk bazımız önde.
paylaştığımız domatesten fazlası değildi
fazlasıydı bir davadan öteye.
Kahrolsundu birleşik amerika,
ingiltere israil yerin dibine girsindi.
TASARIM

dedim girmesi kolay olsun;
düz ayak bir gönül tasarlayayım.
ama kolay çıkılsın istemiyordum;
bütün eskizlerimi yırttım attım.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

İDARELİ ŞİİR

beni idare et 

senle konuşurken heycanlanıyorum
"iki ayağı bir pabuça girmek" deyimi geliyor aklıma
yanılıyorum.

seninle konuşurken bir uydu fırlatılıyor

göğsümün ta hassas köşeşinden
şiirlerim basılıyor
bir köpeği bir kediyle başbaşa görüyorum.
tutuyorum Claude Farrere'i divan yolundan tuzlaya getiriyorum
bakma abd'ye sövdüğüme
ben de emperyalist takılıyorum
gönlünü gönlüme katmak istiyorum.

7 Nisan 2012 Cumartesi

OLMAYACAKSIN

yağmurlar başlayacak
eylülle gelen yağmurlar
bir köpeği saklandığı yerden çıkaracağım
sonra koşup kaçacağım
sana kaçacağım sen olmayacaksın

ikaruslar tedavülden kalkacak
kaldırımlar alçalacak,öncesi ıslak kaldırımlar
içim titreyecek bir asprin atacağım
sıkı sıkı giyinmeyeceğim
birşeyler içimi yakacak

caddelerden geçeceğim
bitişik nizamlı evlerin olduğu
iran'da iç karışıklık çıkaracağım
gözlerin aklıma gelecek
içimde karışışıklık çıkaran gözlerin

sen böyle durdukça karşımda
ben kompartımandan kompartımana geçeceğim
bir şarkı mırıldanınca ülkeden ve aşktan bahis
başımı eğmeyeceğim toprak kokan toprağa
başımı kaldıracağım gök kokan göğe

Ah bu yağmurlar da olmasaydı
Bana bu yağmursuz zamanda
şiir söyleten yağmurlar
ben seni unuturdum gayri
unutmasam da sen olacak mısın?